KÖK ile başlayan kelimeler

Bazı KÖK ile başlayan kelimelerin anlamları

KÖKBOYASIGİLLER

• Bitişik taç yapraklı iki çeneklilerden, yaprakları karşılıklı, meyveleri zeytinsi olan ve kahve ağacı, kök boyası, kınakına, yoğurt otu, altın kökü vb. cinsleri ve bunlara bağlı dört bin kadar türü içine alan bir familya

KÖKLENDİRMEK

• Bir ağacın aşı yerini, aşı filizinin kök salması için toprağa gömmek
• Kök vermesini sağlamak

KÖKLEŞTİRMEK

• Kökleşmesini sağlamak

KÖKENLENMEK

• Kökeni olmak, kökene sahip bulunmak

KÖKENSİZLİK

• Kökensiz olma durumu

KÖKLENDİRİŞ

• Köklendirme işi

KÖKLENDİRME

• Köklendirmek işi

KÖKLEŞTİRİŞ

• Kökleştirme işi

KÖKLEŞTİRME

• Kökleştirmek işi

KÖKTENCİLİK

• Bilimde, dinde, siyasette kökten yenilikler yapma eğilimi, radikalizm
• Ele alınan konunun temel nedenlerine, köklerine kadar inen düşünce biçimi, radikalizm
• Yaşama biçimlerini, yaşama ilişkilerini eleştirip kökten değiştirme eğiliminde sonuna kadar giden görüş
• Kurulu düzenin temellerine yönelik toplumsal ve ekonomik değiştirmelerden yana olan tutum veya öğreti, radikalizm

KÖKENLENME

• Kökenlenmek işi

KÖKBOYASI

• Kökboyasıgillerden, 1-2 metre uzunluğunda, çalı görünüşünde, gövdesi sert dikenli, kök sapları boyacılıkta kullanılan, çok yıllık bir bitki, kızılboya, kızılkök, yumurtakökü (Flubia tinctorum)

KÖKERTMEK

• Köklemek
• Fide, sebze veya asma çubuğunun ufaklarını köküyle çıkararak başka yere dikmek

KÖKLENMEK

• Bitkide kök oluşmak, bitki kök salmak, kök tutmak
• Köklü, temelli bir biçimde yerleşmek

KÖKLEŞMEK

• Güçlü bir biçimde yerleşmek, yer etmek, kök salmak

KÖKSÜZLÜK

• Köksüz olma durumu

KÖKTEŞLİK

• Kökteş olma durumu

KÖKTÜRKÇE

• Göktürkçe

KÖKSELLİK

KÖKÇÜLÜK

• Kökçünün yaptığı iş