KUZ ile başlayan kelimeler

Bazı KUZ ile başlayan kelimelerin anlamları

KUZGUNKILICI

• Süsengillerden, uzun, ensiz ve sivri yapraklı bir süs bitkisi, glayöl (Gladiolus illyricus)

KUZUGÖBEĞİ

• Çam ormanlarında, yol ve akarsu kenarlarında, meşe, akçaağaç, kayın gibi yaprak döken ağaçların altında, kireçli, kumlu topraklarda tek tek veya gruplar hâlinde yetişen, şapkası kalın ve etli, yenen, değerli bir tür mantar (Agaricus campestris)

KUZUKULAĞI

• Karabuğdaygillerden, nemli yerlerde yetişen, yaprakları salata olarak kullanılan, çiçekleri iki evcikli ve kırmızımtırak bir bitki, ekşikulak (Rumex acetosa)

KUZULAŞMAK

• Kuzu gibi uysal ve zararsız duruma gelmek

KUZEYBATI

• Kuzeyle batı arasındaki yön

KUZEYDOĞU

• Kuzeyle doğu arasındaki yön

KUZGUNCUK

• Hapishane kapılarındaki demir kafesli pencere

KUZULAMAK

• Koyun yavrulamak
• Çocuk ellerini yere dayayarak dizleri üstünde emeklemek

KUZULAŞMA

• Kuzulaşmak işi

KUZENLİK

• Kuzen olma durumu

KUZULAMA

• Koyun yavrulama
• Kuzu yürüyüşü gibi emekleme

KUZEYLİ

• Kuzey ülkeleri halkından olan (kimse), Şimalli
• Türkiye'nin kuzeyinde bulunan illerden olan (kimse), Şimalli

KUZGUNİ

• Çok koyu, kara

KUZULUK

• Kuzu barınağı, ağıl
• Yumuşak huyluluk
• Kuzu kapısı

KUZUCAK

KUZUCUK

KUZGUN

• Ötücü kuşlar takımının kargagiller familyasından, Kuzey Amerika'nın dağlık, fundalık yerlerinde bulunan, tüyleri siyah renkte olup mavi renkte parlayan bir tür kuş, karakarga (Corvus corax)

KUZİNE

• Hem ısıtmaya hem de üzerinde veya içinde yemek pişirmeye yarayan büyük mutfak sobası
• Gemilerde yemek pişirilen yer

KUZULU

• Kuzusu olan (koyun)
• Kendisine bitişik olarak aynı cinsten küçük tanesi olan (meyve ve sebze)

KUZEN

• Erkek yeğen